Bu sene hasadı 23 Ekim Cumartesi günü yaptık. Yağmurların yağmasından 10 15 gün kadar sonra. Zeytinler ufaktan yere düşmeye başladığı için bölgemize göre erken bir hasat oldu.
Recep ve Serdar ağaçları silkerken Güzide ve Serpil siyah ve yeşil zeytin yapmak için hurmalık zeytinleri seçiyordu. Bense joker eleman…
Bu sene rekor kırıyoruz ama tersten. Hasat beklenenden erken bitiyor.
Bütün hasat, bereket versin demek düşer.
Telefonla Küçükkuyu Tariş’i arayıp Pazar günü sadece mal alımı yapacaklarını sıkım yapmayacaklarını öğrendiğimiz için hasadımızı Pazartesi günü götürdük. 300 kilo zeytinimiz çıktı.
sdfsdfsdfds
1.2 asit zeytinyağımız içmeye hazır. Komşularımız ve bölgede konuştuğum insanlardan anladığım kadarı ile bu sene zeytinyağı az olacak. Bereket versin…
Bu sene hasata 3 Kasım 2020 Salı günü başladık. Hemen her sene 1 günde biten hasat(3 5 ağaç kalır onları da ertesi gün ben silkerdim) bu sene 2 tam gün sürdü. Bereket versin…
Sabah erken saatlerde yaygılar serildi, çalışılmaya başlandı.Zeytinlerin büyük kısmı yeşile daha yakındı. Sevinçlı bir çiftçi…Yaygıdan sorumlu bakanlar.Motorda Recep, yaygıda Serpil, sırıkta SerdarErtesi gün sabahtan keten çuvalları arabaya yükleyip fabrikanın yolunu tuttum.İlk parti hasadı Gülpınar’daki Dizem fabrikasına bıraktım.Ertesi gün yağlarımı almak üzere Gülpınar’daki Dizem fabrikasına geldim.6 dizem (0.6 asit) mis gibi yağımız bidonlarımıza aktarılıyor.Yeni yağımız tadım için hemen kaseye aktarılıyor. Sonuç: Şahane bir aroma. 3 gün sonra Cuma günü erken saatlerde kalan ağaçları da toplayıp hasadı bitirmek üzere çalışmaya başladık. Zeytinliğin ev sahipleri çalışmayı denetlemek üzere arkada belirdi :).Bu senenin zeytinlerinden bir kısmı.Ve zeytin hasadının sonu.2. parti hasadı Küçükkuyu Tariş fabrikasına götürdük.2. parti hasadımız 560 kilo geldi. İlkinden biraz daha az, bereket versin…2. parti zeytinyağımızı da Küçükkuyu Tariş’ten alıp hasadın bitmesinin verdiği sevinçle evimize döndük.
Bu sene zeytini erken hasat yapmaya karar verdik. 20 Ekim 2019 tarihinde hasadımıza başladık. Zeytin silkim motoru sesleri yeni yeni gelmeye başlamıştı. Her sene olduğu gibi bu sene de Recep, eşi Serpil ve yanında yine akrabaları olan Serdar ile hasada başladık.
Recep Koca Ağacı silkerken.Recep ve Serdar çalışırken.Güzide ve ben zeytinleri çuvala yerleştiriyoruz.Keten çuvallara yerleştirilmiş zeytinler.Etem’in pickup la keten çuvalları Küçükkuyu Tariş fabrikasına getirdim. Teşekkürler Etem.Keten çuvallar tartılmak üzere kaplara dökülüyor.Zeytinler tartılıyor.Ve hasadımız. Bereket versin. Bu seneki asit 1.2. Bizim için şahane bir yağ.
Bu sene de hemen her sene olduğu gibi yazın 3 4 ay toprağa damla su düşmedi. Eylül sonu, Ekim başından itibaren günde 2 ağacı 15 dk kadar anca sulayabildim.
22 Ekim 2017 günü komşularımın hasadı bittiktan sonra Recep ve eşi Serpil benim zeytinliğe geçtiler. Ayın 23. de hasat devam etti. Recep’in getirdikleri ve benim yaygılarımla oldukça geniş bir alanı yaygıyla kapatabiliyorduk.
Hasat 1.5 gün sürdü ama 2. günün sonunda arızalanan motor sebebiyle en verimlilerinden 4 5 ağaç kaldı. Silkim motoru arızalanmasa belki ucu ucuna bitirebilirdik… Zaman zaman Furkan, Tuncay ve Tuğba’nın yardımlarıyla oldukça verimli gittik.
Recep sağolsun keten çuvalları neredeyse azına kadar doldurdu. Topladığımız 6.5 keten çuvalı (520 kilo geldi) Recep’le beraber tüm koltukları yatırılmış arabaya yükledik.
Arabamız yola çıkmaya hazır.
Sabah ilk partiyi yakalamak için 7 gibi Küçükkuyu Tariş’in yolunu tuttum.
Geceden ve sabah güzel bir yağmur yağdı. Çuvallar indirildi:
Yaklaşık 3 saat sonra yağım hazır: 0.9 asit.
Bu da Küçükkuyu Tariş Zeytinyağı fabrikası.
3 Kasım 2017’de kalan 4 5 ağacı silkmeye başladım. Arada Toprak’la dili burna değdirmece oynadık.
Hasat epey yoruyor…
Zeytinler…
Çuvala giriyor.
Bu da ikinci parti zeytin hasadı. 4 yarım keten çuval. Bunlar da 160 kg geldi. Asidi 1.2 çıktı.
Son yağımı alıp dönerken harika bir manzara bana eşlik ediyordu.
Bu sene (2016) bulunduğum bölgeye 3 aya yakın yagmur yağmadı ve zeytinler erkenden siyahlaştı. Bölgedeki zeytinlerin büyük çoğunluğu kuraklıktan büzüştü(Burada yandı da diyorlar). Neyse ki azda olsa su çıkan keson kuyumda Eylül ayının başlarından itibaren ağaç başına ortalama 15 dk olmak üzere günde 2 ağacı sulayacak kadar suyum vardı.
17 Ekim 2016 da geçen sene de zeytinlerimizi toplamış olan Recep ve eşi bu sefer yanına babasını da alarak zeytinleri toplamak üzere geldi. Sabahın erken saatlerinde hep beraber zeytinleri toplamaya başladık.
Sırıkla zeytin toplama.
Motorla zeytin toplama. Motorun öğleden sonra bir parçası kırıldığı için öğleden sonra çalıştıramadık.
Recep Koca ağaç üzerinde zeytin silkiyor.
Gün sonunda fotoğraflarda gözüktüğü gibi 6 keten çuval zeytin silkebildik. Zeytinliğin 4 te 3 ü bitti gibi. Hasat geçen seneye oranla oldukça az…
Zeytinleri sabah kendi aracımla Küçükkuyu Tariş’e götürdüm.
Aynı gün öğleden sonra yağımı almak üzere fabrikaya döndüm.
Sıcacık yağa küçük parmak bandırılarak yapılan test bütün senenin en güzel zamanlarından 🙂 Bu sene asit nispeten yüksek çıktı sayılır ama kimi köylü bu asidi daha çok seviyor: 2.2
Kalan ağaçları tek başıma toplamaya devam ettim. Erişebildiğim yerleri elle topladım.
Uzanamadığım yerlerde sırık kullandım.
Hafta sonu Güzide gelince son kalan ağaçlarda o da yardım etti.
Hasadın sonunu beraber mutlu bir şekilde tamamladık.
Bu sene ilkbaharda zeytinin çiçeklenme zamanı yakın bölgelere don vurduğu için hasadın zayıf olduğunu duyuyordum. Bizim bulunduğumuz bölgeyi ise don vurmadı ve zeytin çok bereketliydi. 17 Kasım 2015 Salı günü zeytin hasadı için geldim fakat işçi bulmak oldukça zordu. Geldiğimden birkaç gün sonra komşum Saim Abi’mizin yarım çuvallık zeytinini verip yerine yağ alması için Gülpınar’daki Cantürkler zeytinyağı fabrikasına girdiğimizde daha önceden tanıştığım Recep’i gördüm. Onlar da kendi yerlerinin hasadını bitirmiş zeytinlerini fabrikaya veriyorlardı. Ertesi günü bana hasada gelmesi için biraz zor da olsa ikna ettim… 21 Kasım 2015’te sabah 7:00 gibi Recep, eşi, annesi ve ablasını Çamkalabak köyünden alıp hasat için zeytinliği geldik ve işe giriştik.
Birkaç ağacın hasadı bittikten sonra zeytin silkme motorunun titreşimi taşıyan mili bozuldu ve Gülpınar’a gidip mil, yağlı benzin vs almak zorunda kaldım. Burada salamura, sele yapılacak iri zeytine hurma diyorlar. Bir hafta önce pazardan aldığım büyük sepete hurmalık zeytin ayırdılar.
Zeytin silkim motoru olduğu için işler epey bir hızlanmıştı. Cumartesi gecesi eşim Güzide geldi. 5, 6 seneden beri ilk sefer hasatta burada olabiliyor. Ertesi sabah çuvallara toplanan zeytinlerin ağızlarını dikme işini ona yükledik.
Bu sene komşumuz Saim Abi ile beraber delice hasadı yapıp sadece delice sıktırmak istiyorduk. Elle deliceleri toplamaya başladık.
Diğer yandan hasat devam ediyordu.
Bir ara önceden davet ettiğimiz komşularımız Etem ile Aslı geldi ve Toprak’ın denetiminde ilk hasatlarını yaptılar.
Toprak ve Yaren zeytinlere bekçilik yaptı.
Epey bir zeytin toplandı.
Sonra Fatma Abla ile beraber daha önceden ayırdığımız hurma zeytinlerinden salamura ve sele zeytinimizi yaptık.
3. gün 1, 2 saatlik işten sonra bizim zeytinliğin hasadı bitti. Daha sonra komşumun hasadına başladılar. Biz de sağolsun Saim Abi ve kendi arabama zeytin çuvallarını yükleyip Küçükkuyu Tariş’e doğru yola çıktık.
Tariş’te zeytinleri 350 kilo kadar zeytin alan bu kasalara döküyorlar:
Biz 3 kasa üst, 1 kasa dip, 1 kasa da delice için kullandık.
Sadece delice sıkımı için zeytin az olduğundan ikna etmek için epey bir çabaladık ama ikna etmeyi başardık. 3, 4 saat sonra yağlarımızı aldık.
Akşamına tüm ekip ve yağlarımızla (çekimi yapan abla gözükmüyor tabii) bir anı fotoğrafı çektirdik.
Bu sene zeytin erken olgunlaştı. İlk sefer Ekim ayında zeytin hasadı yapıyorum. Az önce kontrol ettim de bu sene 4. zeytin hasadım oluyor. Zaten bu sene 2 ayımı aralıksız Temmuz’da aldığımız karavanda geçirdim(Komşu arsamızda sabit kaldı). Karavanın hayatıma kattıkları ve öğrendiklerim herhalde başka bir yazının konusu olur. 2 aylık kesintisiz karavan yaşamından sonra son zamanı bitmek üzere olan karavanın ruhsatını çıkartmak, plaka bastırmak ve birkaç evrak işi için 10 gün kadar İstanbul’da kaldıktan sonra zeytin hasadı için 20 Ekim sabahı tekrar Ayvacık’a döndüm.
4 senelik zeytin hasadı kişisel tarihimde ilk sefer zeytinlerin bu kadar erken olgunlaştığına tanık oldum :). Ağustos’ta bu sene bir terslik olmazsa hasat iyi olacak denen zeytinlere terslik olmuş, kimilerine göre mantar hastalığı, kimilerine göre sinek, kimilerine göre ise kurt vurmuştu. Kimileri ise bu 3 sebebi 2 li kombinasyonlar halinde söylüyor ama sebebi bilmeyen yok :).
Zeytin için hasada işçi bulmak sırf benim için değil, buranın köylüleri için de çok kolay olmuyor. Hasada giden 1 2 köy var. Onlar da yörük köyü. Geçen senelerde bana hasada gelen işçilerden telefonunu aldığım birini aradım ve Cuma günü için söz aldım. 20 Ekim Pazartesi gece yolculuğu ile geldiğimden öğlene kadar uyuyup dinlendikten sonra, öğleden sonra biraz tuvaletin duvar işine el attım sonra da yerden zeytin topladım.
Geldiğimin ertesi günü olan 21 Ekim Salı akşamı hasada gelmek isteyen arkadaşım Cem’i Ayvacık’ten aldım. Artık bu sene hasat için kendi malzemelerimi almaya karar verdim ve Cem gelmeden önce 2 tane 6mx8m yaygı, bir uzun bir kısa sırık, 3 tarak, 7 tane keten çuval aldım.
Ertesi günü giyinip işe koyulduk.
Yaygıları düzgün bir şekilde ağacın altına serdikten sonra aşağıda kalan uzanabildiğimiz yerlerdeki zeytinleri el ve tarakla, yukarıda kalan üst dallardaki zeytinleri ise sırıkla yaygı üzerine indirmeye başladık. Dallarındaki zeytinleri çok döken en yoğun ve toplaması zor ağaçlardan başladık. Öğle yemeği için karavana dönüş:
Öğle yemeği molası
Öğleden sonra bizimle beraber hasad yapan komşumuz istersek merdiveni alıp kullanabileceğimizi söyledi. Hemen alıp üst dalları tarakla hasada başladık:
Merdiven üzerinden tarakla zeytin hasadı
Cem’le beraber Çarşamba ve Perşembe 1 er çuval hasad yaptık ve akşamına hemen karşımızda hasat yapan komşumuzun hasatı ile beraber fabrikaya gönderdik. Durup durup yağan yağmur da bizi epey oyaladı. Teşekkürler Cem 🙂
Akşama kadar topladığımız 1 çuval hasadı komşuların hasadıyla fabrikaya gönderdik.
Sabah aydınlanmış bile, Cem’i kaldırma vakti 🙂
Cuma günü işçileri köylerine giderek aldım ve zeytinliğe getirdim. Burada şu gerçeği kabullenmem gerekiyor. Bir arkadaşımla benim bu hasadı yapmamız en az 1-2 hafta sürerdi. Zaten Cem’le çalıştığımız süre zarfında durup durup yağan yağmur ve rüzgardan dolayı soğuk algınlığı başlamıştı bile. Ayrıca zeytin hasattan sonra ne kadar beklerse asidi o kadar artıyor. İdeal olan hasattan sonra en kısa zamanda zeytinyağına dönüşmesi. Hasat için Cuma günü 3 kadın, 1 erkek aldım. Kadınlar yere dökülen dip zeytinlerini topluyor. Erkekler ise sırıkla veya motorla ağaçtaki zeytinlerin hasadını yapıyor. Kadınlar yerdeki zeytinleri toplarken sırıkçı İsmail’le ben yaygıları serdik. Öğlen ise Cem’i otogara bıraktım ve pazardan 7 keten çuval ve 2 tane daha 6mx8m yaygı aldım.
Zeytinlikten hasat yapan işçiler
Ağaçtaki sırık işi bittiği zaman ağaçtaki zeytinleri bir çarşaf üzerine aktarıyorduk ve ben filizleri(üzerinde yapraklar olan dal parçaları) temizliyordum.
Ağaçtan toplanılan zeytinler
Cuma günü epey bir hasat yaptıktan sonra Cumartesi günü hasatın tamamını bitirmek hedefi ile 2 erkek sırıkçı ve 3 kadın ile tekrar zeytinliğe geldik ama 1 saate kalmadan sıkı bir yağmur başladı ve kısa bir süre sonra işçileri geri götürmek durumunda kaldım :(. Pazar günü ise hava çalışmamıza müsaade etti ve zeytinliğin en büyük ağacı olan, buralarda koca ağaç dedikleri ağaç dışında hemen hemen hasatı tamamladık:
Zeytin hasatı, çuvallar
Pazartesi günü İsmail çok şiddetli olmayan yağış altında 2 saatte Koca ağacı silkti. Daha sonra komşumun zeytinliğinin hasadına başladı. Koca ağacın hasadı aşağıdaki fotoğrafta görülen 1.5 çuval oldu. Ben de çuvalları dikip hasatı götürmeye hazırladım.
Zeytin çuvalı dikme, Koca ağacın hasadı
İşler bittikten sonra arabamın arkasındaki koltukları yatırıp kamyonet hesabı gibi zeytin çuvallarını yükledik :). 2 seferde hasadımı anca götürebildim:
Zeytin hasatı fabrika yolunda
sdd
Fabrikaya inen üst zeytin hasadı
Fabrikaya inen üst zeytin hasadı, 223 nolu
Bir sonraki güne üst ve dip zeytinyağını alabileceğim söylendi. Dönüşte ise Cem’le beraber topladığımız zeytinlerin yağını aldım. 2 asit harika bir yağdı. Ertesi günü karavanda hasat zamanı iyilerini/irilerini ayırdığım zeytinlerle ilgilenme imkanı doğdu. Zeytinleri çizerken önümde 2 kavanoz vardı. Birine daha fazla yeşil olanları, diğerine daha fazla siyah olanları koyuyordum. İri siyah zeytinleri ise direk tuza bastım(salamura tipi).
Çizme zeytin yapimi
Ertesi günün akşamı (28 Ekim Salı) zeytinyağlarımı almak üzere Gülpınar’a zeytinlerimi verdiğim fabrikaya doğru yola koyuldum.
Zeytintağı fabrikasi, zeytinin girişi
Fabrika oldukça temiz ve düzenli:
Zeytinyağı fabrikası
Ve çıkan zeytinyağı fabrikaya gelmeden önce aldığım tenekelere dolduruluyor:
Zeytinyağları tenekeye dolduruluyor
Üstler 2 asit nefis bir yağ verdi. Kimileri burada dizem denilen 1 asidin altındaki yağları sever. Köylüler ise genel olarak dizem yağları hafif deyip çok sevmezler. Benim tercihim ise 1.5 – 3 arası asitli zeytinyağları oluyor. Tenekeleri arabaya yüklediğimde hala zeytinyağının sıcaklığı vardı. Tenekeleri dolum sırasında bir küçük parmak operasyonu ile bu harika hasadın nefis tadına baktım :). Yorucu ve harika günler sonunda 2014 hasadını da bitirmiş oldum.